İsminize en uygun ismi bulmak ister misiniz?
Karun isminin anlamı: Çok zengin kimse. Kur’an’da kendisinden çok zengin olarak söz edilen ve bütün mal varlığı bir anda yok olan kişi. Kuran’da Ankebut 24, Mu’min 39, Kasas 76 ve 79. ayetlerde geçer.. Karun ismi Arapça kökenli bir Erkek ismidir.
Karun İsminin Anlamı Nedir? Karun İsminin AnaliziKaraca: 1. Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı. 2. Esmer.
Karisa: çok sevgili
Karima: Noble, cömert
Karessa: çok sevgili
Karine: övme
Karyan: karanlık bir
Karadut: Siyah renkli dut.
Karmen: Kırmızböceğinden elde edilen parlak kırmızı saydam boya ve bu boyanın rengi.
Karnaim: boynuzları
Kareena: saf, masum, f arkadaşım
Karmelita: Rab `ın bağ
Karsel: Karın erimesiyle oluşan sel.
Karissa: Okşamak
Kardan: Kar gibi, ak, beyaz, temiz, saf.
Kariina: bulundu
Karye: Köy. Kasabadan küçük olan yerleşim yeri. Kuran’da bir çok ayette geçmektedir (Örn: Bakara 58, 259).
Karyağdı: Karlı günde doğan beyaz tenli kız çocuklarına verilen bir ad.
Karsu: Kar suyu, baharda dağların zirvesinden eriyerek akan su.
Karanfil: Güzel renkli çiçekler açan bir süs bitkisi.
Karlyn: Freeman, adam, Ahbap
Karmit: Rab `ın bağ
Karis: Grace;
Karakız: Esmer kız.
Harun: Akseden, parlayan. Hz. Musa (a.s)’ın Peygamber olan küçük kardeşinin adı. Köken: İbr. Söyleyiş: (ha:run) Cinsiyet: Erkek 1. Parlayan.2. Hz. Musa’nın küçük kardeşinin adı. Bir tutam ot. Özellikle atlarda görülen, bulaşıcı bir çeşit hastalık, sakağı. sıf. (Ar. ḥurūnet “hayvanın inat edip ileri gitmemesi”nden ḥarūn) 1. İlerleyeceği yerde huysuzluk edip geri geri giden (at) [Halk ağzında harın kullanılmaktadır]: Zabta kim kādir idi esb-i harûn-ı feleği / Olmasa kabza-i destinde inân-ı devlet (Sâmi). Ashâb-ı kiram haydi dediler, kalkmadı, harun hayvan gibi inat edip durdu (Cevdet Paşa). 2. mec. İnatçı (kimse).
Kareem: Cömert
Karakucak: 1. Sarılma, kucaklama, kavrama, tutuşma. 2. En eski Türk güreş biçimi.
Karademir: Güçlü, kuvvetli esmer kimse.
Karaboğa: Güçlü, kuvvetli esmer kimse.
Karasu: Ağır akan su.
Karabay: Esmer, yağız kimse.
Karakaş: Gür ve kara kaşları olan kimse.
Kardeş: 1. Aynı ana babadan doğmuş veya ana babadan biri ayrı olan çocukların birbirine göre adı. 2. Çok yakın arkadaş, dost.
Karadağ: Bulutlarla kaplı dağ.
Kartekin: Kar gibi saf, temiz kimse.
Karamut: Kara baht, kötü şans.
Karık: 1. Bağ ve bahçelerde sebze ekmek için ayrılan bölümler. 2. Karışık, karışmış.
Karamürsel: 1. Marmara Denizi kıyılarında işleyen küçük teknelere verilen ad. 2. Marmara bölgesinde Kocaeli’nin ilçe merkezi.
Karabatak: 1. Balıkla beslenen, gagası uzun ve sivri kara tüylü bir deniz kuşu. 2. Geleceğini düşünmeden yaşayan, savurgan.
Karabulut: Koyu esmer renkte büyük yağmur bulutu.
Karasüyek: Eski Türklerde soylular karşıtı olan halk katmanı.
Karmel: Bağ
Karsten: İsa şöyle bir
Karakoca: 1. Saçı sakalı ağarmayan yaşlı adam. 2. Büyümeden yaşlanan kavruk ağaç.
Karlu: Karlı.
Karapars: Güçlü, kuvvetli esmer kimse.
Karakuş: Kartal cinsindan kuşlara verilen genel ad.
Karaoğlan: Esmer renkli çocok.
Karanbay: Kahraman, yürekli kimse.
Karaalp: Esmer, kara yağız yiğit.
Karanalp: Kara yağız, kahraman yiğit.
Karataş: Siyah taş, hacerülesvet.
Karakoç: Delikanlı, yiğit esmer kimse.
Kargı: 1. Eskiden silah olarak kullanılan, ucu sivri demirli, ağaçtan yapılmış uzun sırık. 2. Kamış, saz.
Karabaş: 1. Hiç evlenmemiş erkek, bekâr. 2. Evlenmeyen rahip. 3. Kışa dayanıklı sert buğday.
Karcan: Esmer kimse. bk. Karacan
Karabudun: Esmer milletten olan.
Karaman: 1. Esmer, kara yağız insan. 2. Güneybatıdan esen yel.
Karpos: Kâr
Karakalpak: Orta Asya´da yaşayan bir Türk boyu.
Karacı: 1. Gönül alan. 2. Gözetleyici.
Karaduman: Siyah duman.
Urun: 1. Özel yer. 2. Önemli bir görevlinin çalıştığı yer, makam. 3. Gizli, habersiz. 4. Huy, yaradılış. - bk. Orun
Karatekin: Esmer kimse.
Karabet: Yakınlık, hısımlık, akrabalık.
Torun: Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu.
Karayel: Kuzeybatıdan esen, genellikle soğuk yel.
Karaçelik: Kuvvetli, güçlü esmer kimse.
Karluk: Türk boylarından biri.
Karasungur: Soğukkanlı, sakin esmer kimse.
Karacakurt: Yaşlı ve deneyimli esmer kimse.
Karadeniz: Türkiye´nin kuzeyindeki büyük deniz.
Karadoğan: Esmer olarak dünyaya gelen.
Karasal: Kara ile ilgili.
Orun: 1. Özel yer. 2. Önemli bir görevlinin çalıştığı yer, makam. 3. Gizli, habersiz. 4. Huy, yaradılış.
Karabörü: İşini iyi bilen esmer kimse.
Kartal: Yırtıcı bir tür kuş
Kardelen: Karda yaşayabilen çiçek
Kartay: Yaşlı, pir.
Karabuğday: Tohumları için yetiştirilen bir yıllık bitki.
Karamuk: Dağlarda kendi kendine biten ve ilkbaharda çiçek açan, saçma büyüklüğünde, üzüm biçiminde meyveleri olan dikenli bir bitki, çalı.
Karamık: Dağlarda kendi kendine biten ve ilkbaharda çiçek açan, saçma büyüklüğünde, üzüm biçiminde meyveleri olan dikenli bir bitki, çalı. - bk. Karamuk
Karlukhan: Karluk boyunun hanı.
Karabey: Esmer, yağız bey.
Karakoyun: Uysal, ılımlı esmer kimse.
Karayağız: Koyu esmer kimse.
Karahan: Tarihte bazı kavimlerde hanlara verilen san.
Karlık: Kar kuyusu.
Karaer: Kara yağız, esmer yiğit.
Jeshurun: salih, güvenilir
Karhan: Tarihte bazı kavimlerde hanlara verilen san.- bk. Karahan
Karındaş: Kardeş.
Karabuğra: Deve gibi boylu boslu olan kimse.
Karacabey: 1. Esmer bey. 2. Kahramanlığıyla ün salmış bir Türk komutanı.
Kargınalp: Coşkulu, taşkın, hareketli yiğit.
Karatün: Karanlık gece.
Karaörs: Kuvveti, güçlü kimse.
Karabükey: Güçlü güreşçi.
Karacan: Esmer kimse.
Karan: 1. Kahraman, yürekli. 2. Karanlık.
Karapet: Güneş ışıklarının efendisi, güneş
Karatay: Anadolu Selçuklu devlet adamı.
Karaçar: Kötü ruhlar.
Karim: cömert
Karun: Çok zengin kimse. Kur’an’da kendisinden çok zengin olarak söz edilen ve bütün mal varlığı bir anda yok olan kişi. Kuran’da Ankebut 24, Mu’min 39, Kasas 76 ve 79. ayetlerde geçer.
Karaçay: Bir Türk kavminin adı.
Karaşın: Esmer.
Karin: Yakın. Yakınında olan. Yakın dost. Nail olan. Hısım komşu. Kuran’da geçmektedir. (Kaf 23-27). Japonca anime ve manga serisi Naruto’da kurgusal bir karakterdir.
Kara: 1. En koyu renk, siyah. 2. Zenci, esmer.
Karatan: Şafak sökmeden önceki alaca karanlık.
Karakurt: Deneyimli esmer kimse.
Karakan: Bir tür dağ ağacı.
Karakaya: Güçlü, kuvvetli esmer kimse.
Kargın: 1. Taşkın su. 2. Bol, çok. 3. Doymuş, tok. 4. Erimiş buz ve kar parçalarının oluşturduğu akarsu. 5. Çağlayan.