İsminize en uygun ismi bulmak ister misiniz?
Haran isminin anlamı: dağlık ülke. Haran ismi İbranice kökenli bir Erkek ismidir.
Haran İsminin Anlamı Nedir? Haran İsminin AnaliziPiran: Yaşlılar, ulu erenler, ermişler.
Bürran: Keskin, kesici.
Mahidevran: "Mah", Ay ya da güzel yüz, "Devran" devir ya da zaman anlamına geliyor. Mahidevran ise "zamanın güzeli, devrin güzeli" anlamına gelmektedir. Mahidevran Sultan Kanunş Sultan Süleyman´ın eşlerinden.
Cheran: Öfke
Kamuran: Dileğine kavuşmuş olan. İsteğine kavuşmuş olan, mutlu.
Niran: 1. Ateşler. 2. Cehennem.
Perran: Uçan, uçucu
Deran: Güzellik. Derhal, o anda, hemen. (Osmanlıca’da yazılışı: der-an)
Hicran: 1. Bir yerden veya bir kimseden ayrılma. 2. Ayrılığın verdiği büyük üzüntü, keder.
Mihran: Nehir. Mihran, Pakistan;’ın Sindh eyaletinde bir Nehri’nin adıdır. “Güneşle ilgili” anlamına geldiğini düşünüyoruz (Ermenice). NOT: İsmin Ermenice anlamını yaptığımız araştırmalara rağmen tam olarak tespit edemedik. İsmin Ermenice anlamı hakkında bilgi sahibi olanlar yorum yaparak bizi bilgilendirebilir.
Harum: yüksek aşağı atmak
Seran: Işıklı, parlak.
Gufran: Bağışlama. Allah’ın günahları affedip örtmesi, rahmeti.
Neyran: 1. Ateşler. 2. Cehennem. - bk. Niran
Ümran: Mutluluk bolluk bereket / Bayındırlık
Harbiye: Savaşla ilgili.
Zafaran: Baharat
Amiran: (a:miran)
Meran: Yasemin
Harmonia: ares kızı
Şükran: İyilik bilme, minnettarlık
Hare: Cam, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş.
Umran: 1. Bayındırlık, mamurluk. 2. Uygarlık, ilerleme, refah ve mutluluk. - bk. Ümran
Harika: Eşyanın tabiatı dışında, doğa üstü, garip şey, olağanüstü
Bedran: Sert başlı at. Daima. Hoş, latif, yakışıklı. NOT: İsmin anlamı hakkında kesin bir kaynak bulamadık.
Efran: Neşeli, keyifli, sevinçli olan kimse. Mesrur. (Kaynak Bilinmiyor)
Sayran: Öten, cıvıldayan, şakıyan.
Nuran: Işıklı, nurlu, aydın
Erduran: Erkek çocuğun uzun ömürlü olmasını dilemek amacıyla kullanılan bir ad.
Eran: Uyarı, Uyarı
Saran: 1. Kuşatan, çeviren. 2. Hasis, cimri.
Hareph: kış sitem
Dewran: Çağ, Zaman
Oran: 1. Ölçü, nispet, derece. 2. Tahmin. 3. Ölçülü, hesaplı. 4. Anlayış. 5. Abartma, abartı. 6. Özel işaret, nişan.
Evran: 1. Çok uzun boylu insan. 2. Kasırga, hortum. 3. Evren.
Boran: Ardından yağış getiren şiddetli rüzgar.
Kıran: 1. Çevre, kıyı, kenar. 2. Ufuk. 3. Tepe, yamaç, bayır.
Özduran: Özü sakin olan kimse.
Emran: Kürkler, hayvan derileri.
Duran: 1. Yaşayan, varlığını sürdüren. 2. Dağ yolu. 3. Kalan. 4. Dingin, sakin, huzurlu.
Kamran: İsteğine kavuşmuş olan, mutlu.
Harhas: güven öfke ısı
Yıldıran: Parlayan, ışıldayan, ışık saçan.
Haran: dağlık ülke
Karan: 1. Kahraman, yürekli. 2. Karanlık.
Harim: , yok tanrıya adanmış
Haroun-Al-Rachid: Dik
Kayran: 1. Orman içindeki ağaçsız alan. 2. Kayan yer. 3. İnce çakıllı, kumlu toprak.
Erturan: Erkek çocuğun uzun ömürlü olmasını dilemek amacıyla kullanılan bir ad. bk. Erduran
Ghufran: af
Hayran: 1. Hayranlık duyan, hayrette kalan. 2. Son derece beğenen, tutkun.
İmran: 1. Evine bağlı kalan. 2. Hz. Meryem`in babası, Âl-i İmran: İmran ailesi. Musa, Harun-Meryem ve İsa. - Kur`an-ı Kerim`in 3. suresi.
Aaran: Gücü Mountain
Caran: Güzel kokan bir tür çiçek.
Haruz: Dikkat
Biran: "Bir kez olsun hatırla" anlamında kullanılan bir ad.
Ferran: güvenlik, cesur koruyucusu
Davran: 1. "Hazır ol, hazırlan" anlamında kullanılan bir ad. 2. "İşe giriş, el at, başla" anlamında kullanılan bir ad. 3. Hazırlık.
Şiran: Aslanlar.
Haris: Süngü demiri. Soğuk olan şey. Muhafız. Bekçi. Gözcü. Himaye eden. Bekleyen. Son derece hırslı olan.
Harbonah: onun çöküşünü, kılıcını
Ahran: Gücü Mountain
Baran: Yağmur. Varan, ulaşan. Yüce, ulu.
Theran: Tüm avcılık
Büran: Keskin, kesici.
Sehran: Geceleri uyanık duran.
Uran: Yetenekli, usta, becerikli kimse.
Harb:
Faran: İncil’de Mekke dağlarına verilen isim. Hz. Peygamber’in (s.a.a.) Faran dağlarında zuhur edeceği İncil’de haber verilmiştir.
Dikran: Okçu atıcı.
Harput: Güneşli lotus
Moran: Irmak, nehir, akarsu.- bk. Müren
Yurtkuran: Ülkeyi yöneten kimse.
Harun: Akseden, parlayan. Hz. Musa (a.s)’ın Peygamber olan küçük kardeşinin adı. Köken: İbr. Söyleyiş: (ha:run) Cinsiyet: Erkek 1. Parlayan.2. Hz. Musa’nın küçük kardeşinin adı. Bir tutam ot. Özellikle atlarda görülen, bulaşıcı bir çeşit hastalık, sakağı. sıf. (Ar. ḥurūnet “hayvanın inat edip ileri gitmemesi”nden ḥarūn) 1. İlerleyeceği yerde huysuzluk edip geri geri giden (at) [Halk ağzında harın kullanılmaktadır]: Zabta kim kādir idi esb-i harûn-ı feleği / Olmasa kabza-i destinde inân-ı devlet (Sâmi). Ashâb-ı kiram haydi dediler, kalkmadı, harun hayvan gibi inat edip durdu (Cevdet Paşa). 2. mec. İnatçı (kimse).
Toran: 1. Güçlü, kuvvetli, iri yarı kimse. 2. Yiğit, kahraman.
Harel: Tanrı Dağı
Taşkıran: Güçlü, kuvvetli kimse.
Turan: Dünyadaki tüm Türklerin yaşayacağına inanılan ülke
Almiran: Princes
Miran: Beyler.
Ithran: özenle aramak için kalan
Güran: "Çokça hatırla" anlamında kullanılan nir ad.
Ocran: Bir rahatsız eden bozukluklar
Aran: 1. Kuytu, sıcak yer. 2. Yayla. 3. Düzlük, ova, kışlak. 4. Ilımlı, uyumlu, uygun.
Altınbaran: Üstün nitelikli, değerli kimse.
Otaran: 1. Hayvanlar otlatan çoban. 2. Beğenen, isteyen.
Bargiran: Dertli
Harrell: Tanrı Dağı
Zimran: şarkıcı üzüm
Savran: 1. Deveci, devecibaşı. 2. Altın benzeri. 3. Merdiven.
Mîran: Mir
Tiran: Kutsal kişi
Eliran: Aman şarkı
Onaran: 1. Düzelten, yararlı bir duruma getiren. 2. İyileştiren, tedavi eden. 3. Başaran, bitiren.
Demirkıran: Demiri kıracak kadar güçlü olan kimse.